Maria Sharapova

Maria Sharapova
Tenisin yenilmez ismi Serena Williams'ı korttan silen, 17 yaşında Wimbledon'ın yıldızı olan Rus Maria Sharapova'nın hazin bir öyküsü var. Anne karnında Çernobil faciasını yaşadı, annesi onu Sibirya'ya kaçırdı, babası cebinde bin dolarla ABD'ye taşıdı...

Çernobil'den kaçtı tenise merak sardı

Maria Sharapova Henüz 17 yaşında. Wimbledon'ı kazanan ilk Rus bayan tenisçi. Üstelik çok güzel. Sharapova'nın hayatı ise tam bir başarı öyküsü. O, Wimbledon Turnuvası'nı kazanan ilk Rus bayan tenisçi... Ayrıca dünyaca ünlü İsviçreli raket Martina Hingis'ten sonra bu turnuvada yarışan en genç tenisçi unvanının da sahibi.. İngiltere'de düzenlenen 118'inci Wimbledon Tenis Turnuvası'nda, iki kez üst üste Grand Slam şampiyonu olan Amerikalı Serena Williams'ı adeta korttan silip atan, 'Tek Bayanlar Şampiyonu' Maria Sharapova'dan bahsediyoruz. 6-1 ve 6-4'lük setlerle Serena Williams'ı deviren Sharapova, 26.5 trilyon liralık ödülün de sahibi oldu.

Gerçek Başarı Hikayesi Maria Sharapova

Ancak son günlerde başarısıyla olduğu kadar güzelliğiyle de dünya basınının gündeminden düşmeyen Rus yıldızın bugünlere gelişi hiç de kolay olmamış. O'nunki "gerçek" bir başarı hikayesi. 1986 yılında meydana gelen nükleer facianın yaşandığı Çernobil'den 320 kilometre uzaklıktaki bir köyde oturan Sharapova'nın ailesi, küçük kızları Maria'nın doğumunu bekliyorlardı.

Nükleer kazadan sonra kızlarının sağlığını düşünen aile, herşeylerini bırakarak Sibirya'ya taşındı. Ardından 19 Nisan 1987'de Maria Sharapova dünyaya geldi. Ailesiyle birlikte 1989 yılında Rusya'ya geri dönen Maria'nın hayatı 4 yaşında değişmeye başladı. Dünyaca ünlü Rus tenisçi Yevgeny Kafelnikov'un Maria'nın babasına hediye ettiği tenis raketi, Sharapova'yı Wimbledon şampiyonu yapacak yolun ilk adımı oldu. Sharapova o günden sonra raketini bir daha elinden düşürmedi ve tenis onda bir tutku haline geldi. Ancak işçi olan babasının çocuklara göre raket alacak parası yoktu. Çareyi büyükler için olan raketi küçültmekte bulup, Maria'yı tenis okuluna gönderdi.

Navratilova ile Tanıştı

İki yıl sonra ise bir başka dünyaca ünlü tenis yıldızı Martina Navratilova, Sharapova'nın bugünlere gelmesini sağlayan ikinci adımı attı. Moskova'da bir tenis okulunda Sharapova'yı gören Navratilova, babasına giderek kızını Amerika'daki Bollettieri Tenis Akademisi'ne götürmesini istedi. Rusya Tenis Federasyonu Başkanı da babasına aynı tavsiyede bulununca, baba Sharapova kararını verdi. Maria Sharapova, 7 yaşındayken, cebinde bin dolardan az bir parası olan babası, kızıyla beraber Amerika yollarını tuttu. Bulunan bir sponsor yardımıyla Sharapova yatılı olarak akademiye girdi. Çok kısa zamanda İngilizcesi'ni ilerletti ve arkadaşlarına ayak uydurdu.

İki Yıl Annesini Göremedi

Maria Sharapova Babası da Amerika'da bir iş bularak çalışmaya başladı. Güzel tenisçi vize alamayan annesine ise ancak iki yıl sonra kavuşabildi. 2001 yılında ise resmi tenis kariyerine başladı. Küçükler turnuvasında 25 maç kazanırken sadece üç maç kaybetti. Daha sonra galibiyetler ardı ardına geldi.

Anna'dan Farkı Başarısı

Ve bugün... Sharapova, ailesinin kendisi için yaptığı fedekarlıkları unutmayarak, zafer sonrası ilk olarak, tribündeki babasına koştu. Daha sonra ise cep telefonunu alarak maça gelemeyen Amerika'daki annesini aradı.

Sharapova ilk çıktığı zaman güzelliği ile dillere destan olan, ancak üst üste aldığı yenilgiler yüzünden kortlara veda eden bir başka Rus tenisçi, Anna Kournikova'ya benzetilmiş, "inşallah sonları aynı olmaz" yorumları yapılmıştı. Ancak Sharapova, genç yaşında aldığı bu başarıyla kendisi hakkındaki tüm söylentilere en güzel cevabı vermiş oldu. İngiltere'nin önde gelen gazetelerinden Guardian'da yer alan bir habere göre, ünlü cep telefonu, giyim ve kozmetik firmaları şimdiden Sharapova'yla reklam anlaşmaları imzalamak için kıyasıya bir rekabete başladı.

Yorumlar